top of page

BABİL'DEN GÜNÜMÜZE ASTROLOJİNİN KİLİT TAŞLARI

Güncelleme tarihi: 19 Ara 2018

Astrolojiye dair daha doğrusu antik dönemlere ait gökyüzü hareketleri ile ilgili tutulan ilk kayıtlar Mezopotamya bölgesinden kaynaklanmakta ve en az 25.000 yıl öncesine hatta belki daha öncesine dayanmaktadır. Antik insanlar, Ay döngülerini hayvan kemiklerine ve mağara duvarları üzerine kazımışlar ve bu kalıntılar arkeologlar tarafından bulunmuş , tarihçiler tarafından incelenmiş olduğu için bu kadar önceye dayandığını söyleyebiliyoruz. Ancak kehanet sanatına dair ilk bulgular ki bu ön görümler astronomik olarak gökyüzünün takip edilmesi ve gözlemlenmesi yoluyla edinilmiş, bu bulgular kronolojik olarak ; İ.Ö 3000-2000 yılları arasına yerleştirilmiştir. Bu kalıntılar veya bulgular yoğun bir biçimde Mezopotamya bölgesinden gelmekte. Mezopotamya bölgesi halkları tanrılarını gökyüzünde yer alan ve yeryüzünün işleyişi üzerinde söz sahibi olduğuna inandıkları arketiplerle özdeşleştirmişler. Yıldızlar ve gök cisimlerini hem astronomik olarak incelemişler , hem de onlara birer kimlik ve nitelik bahşetmişler.


Astrolojik olarak ilk bulgular, Pers İmparatorluğunun kurulmaya başladığı dönemlerde imparator Cyrus’un astrologları tarafından ona savaş , barış bolluk ve kıtlık zamanları ile ilgili verilen raporlarla elde edilmiş. Örneğin bu kayıtlarda Regulus sabit yıldızı parlamaya başladığı zaman zenginlik ve refah zamanları geleceğinden bahsedilmiş, Venüs Akrep burcuna geçtiğinde güçlü rüzgarlar eseceğinden ve yelkenleri dolduracağından söz etmişler. Dolayısıyla bu göksel prensiplerin gözlemlenmesi sonucunda deneyime dayalı kehanet yapma döneminden, horoskop/ doğum haritası çıkarma dönemine geçiş İ.Ö 550-330 yılları arasında ortaya çıkmış. Akad Kralı Aşurbanipal’in astrologları ( Rammanu- Sumausar ve Nabu-musisi) İ.Ö 7. Yy da 668-625 tarihleri arasında kendisine gezegenlerin günlük etkilerini rapor olarak sunmuşlar ve bununla ilgili kayıtlar Ninova kütüphanesinde kil tabletler olarak saklanmış.

Daha sonra Helenistik Astroloji dönemine geçiş yapıldıktan sonra günümüzde kullandığımız astrolojinin temelleri atılmış. İ.Ö 500-1 yılları arasında komplike astroloji kuralları yerleştirilmiş. Vettius Valens 2. yy astroloğu Mısıra ve Hindistan’a seyahatler ederek bu ülkelerin astroloji dağarcığını ve bakış açısını Helenistik dünyaya taşımış. Bu dönemde ayrıca, Pisagor (İ.Ö 570-495) , Eflatun (İ.Ö 425-348) , Aristo (İ.Ö 384-322) ve Öklid ( İ.Ö 350-250) gibi matematikçi ve düşünürler astrolojiye çok fazla katkıda bulunmuşlar. Bu çağlarda , Matematik ve Geometri oldukça geliştiği için astrolojinin evler ve açılar anlamında modeli ve yapısı oluşturulmuş ve bir insan –evrendeki yeri- yaratılış amacı vb gibi kültürü oluşturulmaya başlanmış.

Claudius Ptolemy, Vettius Valens, Maashallah, Abu Maşar, Al Bruni, Ortaçağın öne çıkan dehaları, Rönesans döneminde Guido Bonatti, Marcilius Ficino ( Hermetik felsefe) Jerome Cardon ( Matematikçi ve astrolog) John Dee ( Okültist ve astrolog I. Elizabeth’in saray astroloğu), Jean Baptiste Morin ( Fransız saray astroloğu) William Lilly ( Horary Astroloğu), Modern dönem Alan Leo, R.Ebertin, John Addey, Dane Rudhyar, Liz Greene, Noel Tyl, Stephen Arroyo, Robert Hand, Steven Forest gibi önemli astrologlar da astrolojinin farklı dallarını veya Batı Astrolojisi diyebileceğimiz alanda ekolleri geliştirmişler ve psikolojik ve evrimsel, ruhsal vb astrolojinin temellerini atmışlar. Elbette Veda’lardan gelen Sanskritçe metinlerden alınan Vedic Astrolojiyi de unutmamak gerekir ki günümüzden kullandığımız devasa astroloji dağarcığının çok önemli kaynaklarından biridir. İ.Ö 1500-1200 yıllarından kalan kaynaklarla astrolojiye binlerce metin ile katkıda bulunmuşlardır.


Astroloji 1600-1700 yılları arasında bilimin atağa geçmesi ile birlikte suskun bir döneme girmiş, 1900 lere kadar bugünkü popüleritesinden geri kalmış ancak 1900 lerden itibaren Alan Leo gibi muhteşem astrologlar tarafından teozofik bilgilerle de örtüştürülerek bir canlanma dönemi gelmiş, Humanist ve insan odaklı bakış açısı ile Dane Rudhyar doğum haritalarına önemli bir bakış açısı getirerek psikolojik astrolojiyi 1980 yıllarına kadar bir ekol haline gelmesine yol açacak adımları atmış ve diğer astroloji duayenlerinin de katkısıyla zanaatimiz günümüze taşınmıştır.


Naz Bayatlı

189 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page